Bir Avuç ile uzaklar yakın!

Bayram dışında kurban kesilir mi?

Kurban denince hepimizin aklına ilk gelen, o manevi coşkunun ve paylaşmanın zirveye ulaştığı mübarek Kurban Bayramı günleri oluyor. Sokakları dolduran tekbir sesleri, bir araya gelen aileler ve ihtiyaç sahiplerinin yüzündeki tebessümle bütünleşen bu ibadet, şüphesiz dinimizin en belirgin şiarlarından biridir. Ancak kalplerde yankılanan derin bir soru var ki, bu ibadetin rahmet ve bereket ikliminin sadece o dört günle sınırlı olup olmadığını merak ettiriyor: Bayram dışında kurban kesilir mi? Bu soru, aslında Allah’a yakınlaşma arzusunun ve O’nun rızasını kazanma çabasının yılın her anına yayılabileceğinin bir kapısını aralar. Evet, kurban ibadeti, belirli şartlar ve niyetler doğrultusunda, Kurban Bayramı'nın o bereketli günlerinin dışında da hayatımızın bir parçası olabilir ve olmalıdır da. Bir Avuç Derneği olarak bizler, bu ibadetin ruhunu sene boyunca yaşatmanın, bir avuç iyiliği kilometrelerce ötedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz.

Kurban İbadetinin Sadece Bayramla Sınırlı Olmayan Anlamı

Kurban, kelime anlamı olarak “yaklaşmak” demektir. Kulu, Yaradan’ına yakınlaştıran her türlü fedakârlığı ifade eder. Kurban Bayramı’nda kestiğimiz ve “udhiyye” olarak isimlendirilen kurban, belirli bir vakitte yerine getirilmesi gereken, mali durumu yerinde olan Müslümanlar için vacip olan bir ibadettir. Bu, Hz. İbrahim’in teslimiyetini ve Hz. İsmail’in sadakatini anmamızı sağlayan, o günlere mahsus özel bir görevdir. Ancak Allah’a yakınlaşma ve şükretme arzusu, belirli günlere hapsedilemeyecek kadar güçlü bir duygudur. İşte bu noktada dinimizin bizlere sunduğu bir genişlik ve rahmet kapısı daha açılır: nafile kurbanlar. Bu kurbanlar, udhiyye kurbanının yerine geçmese de, kulun Rabb’iyle olan bağını güçlendiren, O’na şükrünü sunan ve O’ndan yardım dileyen samimi birer eylemdir.

Hayatın içinde öyle anlar olur ki, insan secdeye kapanıp Rabb’ine şükretmek için kelimelerin yetersiz kaldığını hisseder. Belki uzun zamandır beklenen bir evlat nimetiyle müjdelenmiştir, belki zorlu bir hastalıktan şifa bulmuştur, belki de büyük bir kazadan, beladan selametle çıkmıştır. İşte bu anlarda kesilen bir şükür kurbanı, o sevincin ve minnetin en somut, en bereketli ifadesi haline gelir. Veya bir dileğin gerçekleşmesi için Allah’a söz verilir; “şu işim olursa Senin rızan için bir kurban keseceğim” denir. Bu adak kurbanı, dilek gerçekleştiğinde bir borç, bir şükran ve bir teslimiyet yemini olarak yerine getirilir. Bir Avuç Derneği olarak, yılın 365 günü bizlere emanet ettiğiniz bu niyetlerinize vekâlet ediyor, adaklarınızı, şükürlerinizi dünyanın dört bir yanındaki gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak sevincinize ve duanıza ortak oluyoruz. Böylece sizin buradaki bir avuç şükrünüz, belki de Afrika’daki bir yetimin sofrasında aylardır görmediği bir tebessüme dönüşüyor. Bu, kurbanın sadece et dağıtmak değil, aynı zamanda umut ve kardeşlik dağıtmak olduğunu bizlere her defasında yeniden hatırlatıyor.

Bu ibadetin sosyal boyutu da en az manevi boyutu kadar önemlidir. Kurban, zengin ile fakir arasında bir köprü kurar, toplumda birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirir. Bayramda bu durumu yoğun bir şekilde yaşarız. Peki ya bayramdan sonra? İhtiyaç, hayatın bir gerçeği olarak devam eder. İşte bayram dışında kesilen bu nafile kurbanlar, toplumsal dayanışma ruhunu yıl boyunca canlı tutar. Bir babanın, yeni doğan evladı için kestiği akika kurbanı, sadece bir sünneti yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda o çocuğun rızkının bereketlenmesine, hayırlı bir evlat olmasına yönelik bir duadır. Bu kurbanın eti eşe dosta ve özellikle ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığında, o ailenin mutluluğu tüm topluma yayılır. Kurban ibadetinin bu yönü, bizlere sürekli bir teyakkuz halinde olmayı, çevremizdeki ihtiyaç sahiplerini gözetmeyi ve elimizdeki nimeti paylaşmanın hazzını yaşamayı öğretir.

Adak, Akika ve Şükür: Farklı Niyetler, Tek Bir Teslimiyet

Bayram dışında kesilen kurbanlar genellikle niyetlerine göre isimlendirilir ve her birinin kendine has bir anlamı ve fıkhî durumu bulunur. Bunları bilmek, ibadetimizi daha bilinçli bir şekilde yerine getirmemizi sağlar. En yaygın olanları şüphesiz adak, akika ve şükür kurbanlarıdır. Adak kurbanı, bir şartın gerçekleşmesine bağlı olarak kesilmesi vacip hale gelen bir kurbandır. Örneğin, "sınavı kazanırsam kurban keseceğim" diyen bir kişinin, sınavı kazandıktan sonra bu kurbanı kesmesi bir zorunluluktur. Buradaki en önemli hususlardan biri, adak kurbanının etinden adak sahibinin ve ailesinin (usûl ve fürû denilen anne, baba, dede, nine, çocuklar ve torunlar) yiyememesidir. Etin tamamının fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması gerekir. Bu, nefsi terbiye etme ve adanmışlığın samimiyetini gösterme açısından derin bir mana taşır. Bir Avuç Derneği olarak, bizlere emanet edilen adak kurbanlarının bu hassasiyetle, tam da fıkhî kurallara uygun şekilde kesilip yalnızca ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına azami özen gösteriyoruz.

Akika kurbanı ise yeni doğan çocuk için Allah'a bir şükran ifadesi olarak kesilen ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) de uyguladığı bir sünnettir. Genellikle doğumun yedinci gününde kesilmesi tavsiye edilse de, çocuğun ergenlik çağına gelmesine kadar herhangi bir zamanda kesilebilir. Erkek çocuk için iki, kız çocuk için bir adet kesilmesi tavsiye edilir ancak bir tane kesmekle de sünnet yerine gelmiş olur. Adak kurbanından farklı olarak, akika kurbanının etinden kurbanı kesen aile de yiyebilir, dostlarına ikram edebilir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtabilir. Bu, yeni bir canın aileye katılmasının sevincini tüm çevreyle paylaşmak, o çocuğun hayata bereketle başlamasına vesile olmaktır. Nice aile, vekâlet yoluyla derneğimiz aracılığıyla çocuklarının akikalarını Afrika'da, Asya'da kestirerek, kendi evlatlarının sağlığına şükrederken, başka coğrafyalardaki çocukların da sağlıklı beslenmesine vesile olmanın manevi huzurunu yaşar.

Şükür kurbanı ise belki de en serbest ve en samimi niyetle kesilen kurbandır. Herhangi bir şarta veya zamana bağlı değildir. Bir insan, yeni bir ev aldığında, sağlığına kavuştuğunda, evladını evlendirdiğinde veya sırf içinden geldiği için, Allah'ın kendisine lütfettiği sayısız nimete bir teşekkür nişanesi olarak şükür kurbanı kesebilir. Bu kurbanın etini de yine ailesiyle ve sevdikleriyle paylaşabilir, ihtiyaç sahiplerine ikram edebilir. Kısacası, bayram dışında kesilen kurbanlar, hayatımızın her anını bir ibadet bilinciyle ve teslimiyet ruhuyla yaşama imkânı sunar. Her birinin kendine özgü bir niyeti olsa da, hepsinin ortak noktası Allah'a olan kulluk borcumuzu bir nebze olsun ödeme ve O'nun rızasına nail olma arzusudur.

Kurban Vekâleti: Bir Avuç İyilik Sınırları Aşıyor

Modern hayatın yoğun temposu içinde, birçoğumuz kurban kesme işlemini bizzat yerine getirme imkânı bulamayabiliyoruz. Hayvanı bulmak, İslami usullere uygun kesim yapacak yeri ve kişiyi organize etmek, eti paylara ayırıp ihtiyaç sahiplerini bularak dağıtmak ciddi bir zaman ve emek gerektiriyor. İşte tam bu noktada vekaletle kurban kurumu, bizlere büyük bir kolaylık ve rahmet kapısı sunuyor. Vekâlet, bir kimseyi, kendi adına bir işi yapması için görevlendirmek demektir. Kurban ibadetinde de vekâlet vermek caizdir ve bu, ibadetin sevabından hiçbir şey eksiltmez. Önemli olan, kurbanı kesenin değil, kimin adına kesildiğinin niyetidir. Sizler "Allah rızası için adak kurbanımı kesmeye ve kestirmeye seni vekil tayin ettim" dediğiniz anda, o sorumluluğu güvenilir bir kuruma veya kişiye devretmiş olursunuz.

Bir Avuç Derneği olarak, bizlere verdiğiniz bu vekâletleri birer emanet bilinciyle omuzluyoruz. Yılın her dönemi, sadece Kurban Bayramı'nda değil, adak, akika, şükür gibi nafile kurbanlarınız için de bu hizmeti sunuyoruz. Süreç tamamen şeffaf bir şekilde işliyor. Bağışınız bize ulaştığı andan itibaren, kurbanlık vasıflarını taşıyan hayvanlar özenle seçiliyor. Kesimler, İslami usullere riayet eden, işinin ehli kasaplar tarafından, veteriner kontrolünde ve hijyenik ortamlarda gerçekleştiriliyor. Kesim esnasında mutlaka vekâlet sahibinin ismi okunarak niyet belirtiliyor ve bu anlar video kaydına alınarak sizlere ulaştırılıyor. Böylece, binlerce kilometre uzakta olsanız dahi, ibadetinizin yerine getirildiğine bizzat şahitlik etmenin huzurunu yaşıyorsunuz.

Bu sistemin en güzel yanlarından biri de, yardımların en doğru yerlere ulaşmasını sağlamasıdır. Belki yaşadığımız şehirde gerçek ihtiyaç sahibini bulmakta zorlanabiliriz. Ancak derneğimiz, özellikle Afrika ve Asya'daki yoksullukla ve kuraklıkla mücadele eden, yıl boyunca belki de hiç et yiyemeyen bölgelerde faaliyet göstermektedir. Sizin vekâletinizle kesilen bir kurban, orada bir köyün, bir yetimhanenin veya bir medresenin haftalık yemek ihtiyacını karşılayabiliyor. Bu organizasyon sayesinde;

  • İbadetinizi kolayca ve güvenle yerine getirmiş olursunuz.
  • Yardımınızın, gerçekten muhtaç olan insanlara ulaştığından emin olursunuz.
  • Bir avuç iyiliğinizle, tanımadığınız insanların hayır dualarını alırsınız.
  • Kurban ibadetinin toplumsal dayanışma ve ümmet bilincini güçlendiren ruhunu en derinden yaşarsınız.

Nihayetinde, ister bayramda olsun ister bayram dışında, kurban bir teslimiyettir. Bu teslimiyetinize vesile olmak, hayrınıza köprü olmak ise Bir Avuç Derneği olarak bizlerin en büyük mutluluğu ve şükür sebebidir.


Anasayfa

Giriş/Üye

Hesap No

Bağış Yap

Sepetim